Osmanlı İmparatorluğu'nda kölelikOsmanlı İmparatorluğu 'nun ekonomisinin ve geleneksel toplumunun yasal ve önemli bir parçasıydı. Büyük askeri seferlerin ardından köle satış fiyatlarının düştüğü bilinir. Türkçede kul olarak adlandırılan Osmanlı köle sınıfının bir üyesi yüksek bir statü elde edebilirdi. Hadım harem ağalığı ve yeniçerilik, bir kölenin sahip olabileceği daha iyi işlerden bazılarıydı, ancak kadın köleler aslında genellikle onlar tarafından denetlenirdi. Harem kurumu içinde en önemli rolleri kadınlar oynamış ve üstlenmiştir. Osmanlı hükûmetindeki görevlilerin pek çoğunca köle satın alındı, [ 10 ] köle ticareti serbestçe büyütüldü ve Pek çok köle memurunun kendisi çok sayıda köleye sahipti, ancak en fazla köle padişahın kendisine aitti. Şeriata göre insanlar satın alma, savaştan geri kalanların esir edilmeleri ve ganimet olarak cihat yapanlara dağıtılmaları ve Osmanlı Kadın Seks Sultanı bu esir ve kölelerin yine esir veya köle olan insanlardan yaptıkları çocukların köle veya cariye sayılmaları yoluyla köleleştirilebilir. Alınıp satılabilir, hibe edilebilir, kiralanabilir, ortak mülkiyete konu olabilir. Kazandıkları efendisine âit olur. Kendisine karşı yapılacak haksız fiilden elde edilecek tazminatları efendisi alır. Başkasına karşı işleyeceği haksız fiillerde ise zararı ya efendisi öder ya da köleyi zarar görene devreder. İslam'a göre bir Müslüman erkek çok sayıda cariyeye, diğer bir deyişle kadın kölelere sahip olabilir. Köle veya cariyenin efendisine ücret ödemesi ile özgür kalmasına mükatebe denir ve Kur'an 'da Nur Suresi 'nin Osmanlı'nın kurucusu Osman Bey dönemine bakıldığında, gerek saray hizmetlerinde gerekse orduda köle kullanımının pek de yaygın olmadığı görülmektedir. Kölelerin saraya hizmetli olarak istihdam edilmeleri ve özellikle cariyelerin sarayın devamlı üyeleri haline gelmelerinin başlangıç noktası olarak Orhan Bey dönemi kabul edilebilir. Osmanlı İmparatorluğu kölelik sistemini Orta Doğu İslam devletlerinden alarak, zaman içerisinde kendi toplum ve devlet hayatına adapte ve entegre etmiştir. Köleler başta saray olmak üzere, devlet ve ordu hizmetinde yoğun olarak kullanılmıştır. Osmanlı sarayında haremin ayrı bir kurum olarak ortaya çıkması II. Mehmed Fatih dönemine rastlar. Haremcariyelik sisteminin kurulup gelişmesinde ve rağbet görmesinde en büyük etken olmuştur. Cariyelik kurumuyla birlikte Osmanlı padişahları Türk kızlarıyla evlenme geleneğini terk ederek daha ziyade cariyelerle evlenme yoluna gitmişlerdir. Osman Genç tarafından kaldırılmaya çalışılmışsa da, trajik sonu Genç Osman'ın bu geleneği kaldırmasını engellemiş ve halefleri cariyelerle evlenmeye devam etmişlerdir. İlk adımlarını saray içerisinde atmış olan kölelik sistemi, orduda da işletiliyordu. Selçuklu Devleti döneminde görülen gulam sistemi, 'de kabul edilen Pençik Kanunu neticesinde Osmanlı İmparatorluğu'nda Acemi Oğlanlar adı altında vücut bulmuştur. Murat başlatmıştır. Fetihlerde ele geçirilen esirlerin bir bölümü acemi teşkilatına alınıp ordu için yetiştirilirken diğer bir bölüm de devlet hizmetinde görev almaları amacıyla eğitilmek üzere saraya gönderiliyorlardı. Bosnalı Müslümanlar ise doğrudan saray hizmetine alınıyorlardı. Devlet hizmetinde kullanılan kölelerin yanı sıra; konakköşk ve çevrelerinde de kölelik görülmekteydi. Köşk ve konak çevrelerinde, kadın köle olan cariyeler odalık olarak alınırken, erkek köleler daha ziyade fizikî güç gerektiren ayak işlerinde çalıştırılırlardı. Osmanlı İmparatorluğu'nda kölenin kaynağı, ticaret yoluyla elde edilen köleler ile büyük ölçüde savaş esirleriydi. Savaş esirlerini köle haline getirme ilk olarak Osmanlı Kadın Seks Sultanı Bey döneminde başlamıştı. Özellikle Orhan Bey döneminin sonlarına doğru bu yöndeki gelişme daha belirgindir. Onun öncesinde Osman Bey döneminde ise savaş esirleri öldürülür, fidye karşılığı serbest bırakılır veya hür insanlara verilen ücretin yarısına tarlalarda çalıştırılırlardı. Esirler; kadın-erkek, güzel-çirkin, yaşlı-genç vb.
Buradan çıkarılacak hisse gayet açıktı: Osmanlı İmparatorluğu yakın zamanda parçalanacaktı. Hareme yeni cariyelerin alınması, haremdeki nikâh , sünnet düğünü ve doğum törenlerinin düzenlenmesi hep kızlar ağasının sorumluluğu altındaydı. Nikâhlı cariyeler [ değiştir kaynağı değiştir ]. Ana madde: Harem. Enderunlu Fazıl Osmanlı tarihinin en aykırı tarihi şahsiyetlerinden biridir. Meclis-i Âyan Meclis-i Mebûsan.
Sayfa sürüm durumu
ÖZET. Harem-i Hümayun veya Batılılarca “tutsak olmuş kadınların dünyası” (Akşit 23) olarak tanımlanan harem, tarih boyunca hep gizemini ve sırrını. Evet, Osmanlı'da kölelik, özellikle ve Yüzyıl İstanbul'unda kadın köleliğine dayanıyordu yani daha ziyade ev içi kölelik. Zinayı yapan ve yol açan sadece kadın olarak kabul edildiğinden kadına fahişe. Osmanlı toplumu da zina eden kadın ve erkeğe farklı yaklaşımlar sergilemiştir. Osmanlı tarihindeki “kadınlar saltanatı” onunla başlamıştır. Ve bu durum da. Sultan diye anılan bu tutkulu kadın, Osmanlı hanedanının bilinen ilk meşhur hanımlarındandır.Kabusname içinde cinsellikle ilgili bölüm olan bir kitaptır ama cinsellik kitabı değildir. Sık sık köle ihtiyacı ortaya çıkıyor ve devlet böyle durumlarda özel şahıslardan ihtiyacı nispetinde köle satın alır ya da kiralardı. Mehmet Fatih döneminde sarayın meyve, sebze ve tahıl ihtiyacını karşılamak üzere Sırbistan ve Mora seferinden getirilen otuzbeş bin köle, İstanbul civarında bulunan otuzbeş farklı köye yerleştirilmiştir. Fotoğraflarla: Bir Osmanlı ailesinin arşivinden. Kızlar ağası padişah ve sadrazamdan sonra Osmanlı Devleti 'nin 3. Savaş esirlerini köle haline getirme ilk olarak Orhan Bey döneminde başlamıştı. Örneğin etnik kimliklerine göre kadınların cinsel açıdan fiziki özellikleri şöyle anlatılmıştır:. Kızlar ağası ya da Darüssaade ağası , Osmanlı Devleti 'nde haremden sorumlu olan yüksek düzeydeki görevliye verilen isimdi. Devşirme kanununa göre, devşirilen çocuklar önce Müslüman olur ve adları Türkçe olarak değiştirilirdi. Bu dizide Kanuni Sultan Süleyman kadınlara aşırı düşkün olarak tasvir ediliyordu. Pek çok köle memurunun kendisi çok sayıda köleye sahipti, ancak en fazla köle padişahın kendisine aitti. Timuroğlu, yapıtlardan yola çıkarak şu tespitte bulunuyor: "Örneğin sarayda müzik eğitimi görmüş Leyla Saz Hanım'ın harem anlatısı, sarayda gördüğü eğitim, ünlü bir besteci olmasına vesile olduğu için olumludur. Yani, ateşten kılıcı olan melek, Hz. Murad döneminde kendisini iyice hissettirmeye başlamıştır. Oku Değiştir Kaynağı değiştir Geçmişi gör. Osmanlı İmparatorluğu'nun da, elçiler aracılığıyla İslam ülkelerine köle ve cariye gönderdiği görülmüştür. Hizmetçi konumundaki cariyeler sarayda para karşılığı çalışırlardı. İstanbul'da ise; ilk esir pazarının bugünkü Haseki semtinde kurulduğu ve esir ticaretinin III. Ne zaman ki evren böyle olur, âlem-i kübrada sular artarsa, bizim de vücudumuzda ki tenimiz âlem-i sugrâdır, kan artar ve kandan şehvet artar, işte şehvetin arttığı vakit cima safalı olur ve zararsız olur. İlginç olan, bu konunun cinselleştirilme derecesi idi. Araçlar Araçlar. Osmanlı İmparatorluğu'ndaki bir diğer köle kaynağı, köle ticaretiydi. Kadın Feminizm Liberalizm Sosyalizm. DEHB tanısı neden bu kadar arttı? Öte taraftan, hediye etme yoluyla kölelik pek sık görülmemekteydi. Ve baldızı ve kızı hatırında baldızını ve kızını düşünürken iken cima edenin veledi kız olur.